Dialektik... kritisch und revolutionär
Değerli okur! "Eleştirel ve devrimci diyalektik" Karl Marx'ın ayrıntılı bir açıklamasını yazıya dökme fırsatını asla yakalayamadığı ancak tutkulu bir biçimde bağlı olduğu yöntemini adlandırmak için kullanmış olduğu bir ifade. Ayrıca burada paylaşılan denemelerin dile getirdiği arayışın nesnesini oluşturuyor. Bu arayışı kendini eski metinlerle sınırlayan bir tür ruh çağırma ayini olarak değil içinde bulunduğumuz zamanda bizleri çevreleyen kimi kuram ve pratikleri inceleyerek sürdürmeyi seçtim, çünkü diyalektiğin donuk kalıplar bütününden ziyade içinde bulunduğumuz an'ı kavramamızı sağlayan canlı bir teori olduğunu düşünüyorum. İnsanın hakikati arama çabasında hayat bulan ve bu çabanın evrimine katkıda bulunan bir diyalektik anlayışını paylaşmak dileğiyle...
Posted on 5:07 AM

1 mayıs 2011: bir devrimci duygulanım siyasetine doğru

Filed Under () By yalçın at 5:07 AM

                                                                                         


Geçen seneki 1 Mayıs hakkında onca söz söyledikten sonra bu yılki üzerine konuşmamak olmazdı, çünkü ilk defa katılımcıların, iktidarın mekan üzerindeki tecellisine karşı verdikleri mücadelenin ve - geçen yıl söz konusu olduğunda iktidara karşı elde edilen zafere rağmen - sönük kalan marşların ötesine geçen bir ortaklık sergilediklerine şahit olduk.

Öncelikle söylemekte fayda var ki devrimci solun bir araya gelerek etkin bir biçimde eleştirilerini ve taleplerini dile getirebilme ve dinleyenleri ikna edebilme açısından büyük eksiklikleri var. 1 Mayıs kürsüsü hala kesinlikle bir toplumsal mücadele forumuna dönüştürülemiyor. Ortak bildiriler her zaman dile getirilen şeylerin etkisiz bir tekrarından başka bir şey değil. Çok dillilik bile insanları heyecanlandırmaktan uzak kalıyor. Farklı siyasetlerden oluşan bir ortak ajanda yaratılması da mümkün olmuyor. 

Tüm bunlara rağmen; muazzam bir kalabalığın toplanmış olması, aslında insanların 1 Mayıs'ı yaşama geçiren fikirden beklentilerinin gün geçtikçe arttığının bir kanıtı olarak değerlendirilebilir. Bu yılki 1 Mayıs'ı diğerlerinden ayıran da bu müthiş kalabalığın Grup Yorum konseri ile birlikte ortak bir duygulanım etrafında buluşabilmesiydi. Evet bu belki rasyonalizmin ileri safhalarında gerçekleştirilmiş bir buluşma değil, ama belki de anlamını çok uzun zaman önce unutmuş olduğumuz olmazsa olmaz bir buluşma. 

Kendisinin mevcut olmadığı bir ortamda somut argümanların ve soyut teorilerin paylaşılmasının mümkün olmadığı bir noktada gerçekleşen bu buluşmanın devrimci siyaseti aleve dönüştürecek olan kor olmasını ummak anlamlı geliyor bana. Geçen pazar yaşanan duygulanımın arka planında: son yıllarda çekilen Beynemilel gibi filmlerin, televizyon dizilerine zaman zaman konuk olan solcu imgesinin, Bandista'nın müziğinin, genç kolektifçilerin eylemlerinde ortaya koydukları yaratıcılığın  yer aldığını söyleyebiliriz. Geçen pazar her birlikte bu zincire yeni bir halka eklediğimizi düşünüyorum. Ortak duygular zamanla ortak fikirlerin gelişmesine ve mücadelenin koordine edilmesine katkı sağlayacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın, gelecek adına verilen mücadelenin yoluna sağlam taşlar döşeniyor. Bandista'nın "Uyan!" çağrısı işe yarayacağa benziyor. 

2 comments

Anonymous on May 24, 2011 at 11:05 AM  

neden olmasin:)


yalçın on May 24, 2011 at 2:18 PM  

evet, niye olmasın:)